Hollywood Afganlardan özür dilemek için Guy Ritchie’ye yaptırdığı film The Covenant’ı inceliyoruz.
Guy Ritchie’nin sondan bir önceki filmi olan Covenant filmini inceleyeceğiz. Belkide bu sitedeki en kısa incelemelerden bir tanesi olacak. Sondan bir önceki dedim çünkü son filmi olan, The Ministry of Ungentlemanly Warfare’ı Antalya’da çekti ve o film 2. Dünya savaşı temasında olacak.
Guy Ritchie Türk sinemasından en çok kopyalanan yönetmenlerden bir tanesi hatta o kadar çok ileri gidiliyor ki filmlerdeki kamera açıları bile birebir aynısı… Aslında benim hoşuma gidiyor aslında kendisi yeni bir tür yarattığı için kopyalanıyor olsa gerek.
The Covenant filmi aslında beklediğimiz Guy Ritchie filmi değil. Sonuçta basit bir aksiyon-savaş filmini Guy Richie’nin kamerası ile izledik ayrı bir deneyim. Amansız bir B sınıfı aksiyon filmi tükecisi olan ben soluksuz izledim. Ama sen çekme o filmi ya. Başkası çeksin yani. Sen o filmi çekecek yönetmen misin?
Bu film aslında Amerikan’ın günah çıkarma filmlerinden bir tanesi. Meşhur Kabil havalimanında yaşanan insanlık dramını hepimiz gördük. Sanki onun özürü gibi bir film olmuş. Aslında biz bizimle iş birliği yapan, hem de nitelikli -buradaki alt metin çok önemli- olan kişileri yanımızda götürdük. Çünkü esas oğlan John Kinley’in Amerika’da bir otomobil tamirhanesi var. Afgan kardeşimiz Ahmed ise çok iyi bir otomobil tamircisi. Hatta öyle bir götürdük ki kendi askerlerimiz fedakarlık yaptı konulu bir film olmuş.
Filmin hikayesi ise bir Amerikan askerinin kendi hayatını kurtaran yerel bir tercümanı aylar sonra Taliban’ın elinden kurtarmasını anlatıyor. Hatta askerimiz öyle bir kurtarıyor ki kendi cebinden 150 bin dolar para harcıyor.
Özetle bu film için şöyle diyebiliriz, Amerikan propaganda sinemasının en iyi örneklerinden sayılır. Bu filmde görüyoruz ki nitelikliysen ve Amerikan dostuysan her zaman Amerika’da yerin hazır gerekirse seni ordu gücüyle kurtarırız, diyorlar özetle.
Ayrıca senaryo çalışmasına yeni başlayan arkadaşlar, filmin final sahnesinde yani üçüncü çatışmasında gayet net bir şekilde “ex deux machine” kavramını görebilirler. Ayrıca filmin çekim tekniği ve olayların verilişi gerçekten “B Sınıfı” aksiyon filminde olmayacak kadar iyi.
